top of page

KANATLI Murat

Demographic engineering in Turkey’s irredentism process

Abstract


How should we talk about the population brought/arrived/encouraged to/forced to come from Anatolia after 1974, starting from 1975? Why are they not all immigrants? Of course, some of them have the status of immigrants according to the definition, some of them can even be called asylum seekers, especially those who fled the violence and aggression of the Turkish state in Kurdistan, the arrival of some Kurds, Alevis to the island can actually be considered within the term asylum seekers, but the demographic engineering of the Turkish state plays an important role here because even some people who fled Anatolia for security reasons could be turned into border guards of the Turkish state in the northern part of Cyprus...


However, we cannot call all these processes colonisation in the classical definition, because in that case the essence of Turkey’s irredentist project may not be understood... The Republic of Turkey continues to consider the whole of Cyprus as its territory, therefore they are not establishing a colony on their own territory; in the irredentist process they intend to connect the island more tightly to the mainland through demographic engineering, therefore it is important to understand the demographic change in this framework...


Besides these, it is useful to remember some definitions...


Article 49 of the Fourth Geneva Convention, which came into force in 1949 and is still part of customary law, prohibits the mass movement of people in territory occupied by belligerents.


“Deportation or forcible transfer of population” is defined as a crime against humanity under Article 7 of the Rome Statute of the International Criminal Court. The International Criminal Tribunal for the former Yugoslavia has tried and in some cases convicted many political and military officials for forcibly expelling people from the region.


In other words, in Cyprus in 1974, Article 49 of the Fourth Geneva Convention was violated in two ways in order to further the irredentist process...


Demographic engineering in Turkey’s irredentist process is an issue that needs to be discussed in all its dimensions...


Türkiye’nin istirdat sürecinde nüfus mühendisliği


1974 sonrasında, 75’ten başlayarak Anadolu’dan getirilen/gelen/gelmeye teşvik edilen/gelmek zorunda olan nüfusu nasıl konuşmak gerek? Neden tümü göçmen değildirler? Elbette bazıları tanıma göre göçmen statüsündeler hatta bazıları için sığınmacı bile denebilir, özellikle TC devletinin Kürdistan’daki şiddetinden, saldırganlığından kaçanların, bazı Kürtlerin, Alevilerin adaya gelişi aslında sığınmacı terimi içinde bile değerlendirilebilir ama TC devletinin nüfus mühendisliği burada önemli rol oynuyor çünkü güvenlik nedeniyle Anadolu’dan kaçan bazı kişiler bile Kıbrıs’ın kuzeyinde Türkiye devletinin sınır bekçisine dönüşebildi.Ama tüm bu süreçlere klasik tanımdaki kolonizasyon da diyemeyiz çünkü öyle olduğunda Türkiye’nin istirdat (irredentist) projesinin özü anlaşılmayabilir… TC Kıbrıs’ın tümünü toprağı saymaya devam ediyor, bu nedenle kendi toprakları üstünde koloni kurmuyorlar, istirdat (irredentist) sürecinde nüfus mühendisliği ile ana karaya adayı daha sıkı bağlama niyetindeler, bu nedenle bu çerçevede de demografik değişimi anlamak önemli.

Bunlar yanından bazı tanımlamaları hatırlamakta yarar var.


1949 yılında yürürlüğe giren ve halen teamül hukukunun bir parçası olan Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’nun 49. Maddesi muharip kuvvetlerin işgali altındaki topraklarda toplu insan hareketini yasaklar.


“Sınırdışı edilme ya da zorla nüfus taşıma”, Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma Statüsünün 7. Maddesine göre insanlığa karşı bir suç olarak tanımlanmaktadır. Eski Yugoslavya için kurulan Uluslararası Mahkeme pek çok siyasi ve askeri yetkiliyi insanları bölgeden zorla sınır dışı ettiği için yargılamış ve bazı hallerde mahkûm etmiştir.


Yani Kıbrıs’ta 1974’te Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’nun 49. Maddesini çift yönlü olarak istirdat (irredentist) sürecinin ilerletilmesi için ihlal edilmiştir. Türkiye’nin istirdat (irredentist) sürecinde nüfus mühendisliği tüm boyutları ile üzerine konuşulması gereken bir konudur.

bottom of page